düşler arasında ara

14 Aralık 2012 Cuma

üzgünüm yağmur...

çocukken yaz güneşinin altında bahçe hortumu ile bahçe sulama bahanesiyle hortumu havaya doğru tutar yapay gök kuşağının renklerine bakardım :) ahmakça ıslanmak hoşuma giderdi... sonraları ergenlik yıllarımda liseli sevgili modunda yağmur altında aşk yapmaya bayılıyordum :) sonraları yalnızca yaz yağmurlarını sevdim... altında yalnız başına yürürken deniz gri bir renk alırdı sahil boyu... karşında sarıyerin uzun sahil boyu ışıkları varken bir yandan yağmur yer arada yüzümü gök yüzüne çevirir şapşalca gülerdim :) daha sonraları hayatın beni bu tür değerlerden alıkoyduğunun farkına vardım... artık çıkmıyordum yağmurlu günlerde... ofis penceresinden insanların yağmur yağarken ki çırpınışlarına bakardım :) bazen yağmurlu bir havada bir çift renkli gözün ıslak yüzün ve saçların arasından gözlerime kesildiğini fark eder zamanın durduğunu hissederdim :) tabi bunların hepsi eskide kaldı... şimdi ise bir balkondan yağmurun toprağa vurduğunda çıkardığı sesi elimde kahve ve sigaramla izliyorum :) sanırım biraz daha empati kattım kendime artık uzak da olsam pek çok şeyi yaşayabildiğimi fark ediyorum... merhaba yağmur... seninle uzun bir geçmişim var ben seni hala seviyorum ama bedenimi ruhumu senden bir süredir mahrum bıraktım biliyorum... bir gün gene seninle olacağım gene sana sarılacağım biliyorum... bir sonraki sefere kadar şimdilik hoşçakal... :)