Artır aşkımı...artır
En cinnet nöbetlerimin en tatlısı
Ey hançerin etime girişi
Ey bıcağın içimdeki titreyişi
Artır batmışlığımı ey kadınım
Deniz beni cağırıyor
Artır ölümü bende...
Belki ölüm deriltir beni
Öldürdüğünde! ...
Bedenin haritamdır
Artık bana dünya harıitası
Bir şey ifade etmiyor
Ben hüznün en eski başkentiyim
Yaralarım Firavun devrinden nakışlardır
Acılarım...Beyrut'tan
Çine uzanır
Denizdeki petrol birikintisi gibi
Acılarım...bir kafiledir
Şam halifelerinin
Asırlar önce Çine gönderdiği
Yedi başlı ejderhanın ağızından kaybolan...
Kalbimin serçesi...
Nisanda gelen sevgilim
Ey deniz kumları
Ve ey zeytin ormanları
Ey karın ve ateşin tadı
Ey kuşkumun ve imanımın lezzeti
Bilinmeyenden korkuyorum...
Koru beni
Karanlıktan korkuyorum...Sarıl bana
Üşüyorum...Ört beni
Bana çocuk hikayelerini anlat
Yanıma uzan...
Şarkılar söyle bana...
Ben yaratılışın başından beri
Alnımı dayayacağım bir vatan arıyorum
Beni duvarlara kazıyıp
Sonra silecek olan
Kadının şiirini arıyorum
Beni alıp...güneşin sınırlarına götürüp
Fırlatacak kadının sevgisini arıyorum
Beni öğütülmüş altın tozlarına dönüştürecek
Kadının dudaklarını arıyorum...
Ömrümün ışığı
Pervanem
Kandilim
Bahçemin gül kokusu
Limon kokularından bir köprü uzat bana
Fildişi bir tarak gibi bırak beni
Saçının karanlıklarına
Ve unut beni orada
Ben şaşırmış bir su damlacığım
Sonbahar defterlerinde kalakalmış
Eziyor beni sevgin
Delişmen Kafkas atları gibi
Alıyor ayaklarının altına
Göz pınarlarımda oynaşıyor...
Artır gücümü artır
Ey cinnet nöbetlerimin en tatlısı
Senin yüzünden azat ettim
Tüm kadınlarımı
Yok ettim kimliğimi
Ve kopardım tüm damarlarımı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder