düşler arasında ara

8 Aralık 2011 Perşembe

içimde

İçimde bir şeyler var,çıkmaya niyetsiz. Şu yasa saçmalığına dalmadan ve saçma sapan kurallara uymadan bakınmaya çalışıyorum etrafıma...... rutinden sıkıldım , bir iyilik yapıp kendime,gitmeliyim buralardan..... Sorduğum ve soluduğum kadar yalnızım şimdi.... gerçi biliyorum,sorularımın çaresizliğini...... sorduğum kadar uzaklaşıyor dostlar birer birer sırayla..... Galiba yaşlanıyorum...... ne çabuk değil mi..... oldukça genç gözüküyorum halbuki..... Sorularım dilimden dönüp gidiyor şimdi...... olur olmaz rüyalar görüyorum.... öyle kaptırıyorum ki kendimi... bazen hiç uyanasım gelmiyor..... uykuyu sever oldum sırf bu yüzden..... sorduğum ve cevapsız kalan dostlarım bir orada çıkar oldular karşıma..... Artık yavan yazıyorum farkındayım..... depresif günlerimden bir kaçını atlatıyorum şu sıralar...... sorularımla boğuşuyorum...... belleğimden bazı şeyleri geri dönüşüm kutusuna atmak ve oradan da silmek istiyorum..... ama bu o kadar kolay olmuyor..... yalnız bilgisayara bu kadar kolay hükmedebiliyoruz.... Yani atamıyorum seni geri dönüşüm kutusuna..... Bir dostum; aslında gökyüzü beyazdır, maviye tutuklu kalışımızın sebebi niye diye sordu..... sende bilmiyorsun dedim.... sonra ekledim, kuşların mekanı oluşundan olsa gerek ,özgürlüğe susamışlığımızdan belki de...... peki niye mavi bize özgürlüğü anımsatıyordu..... yine kuşlardan olsa gerek..... kuşlar nasıl görüyor acaba gökyüzünü.... ya da evreni.... belki de onlarda bizi özgür görüyordur...içten içe özeniyorlardır belki de..... kimi zaman bize simit atmak geliyordur içlerinden.... Kuşları hep aşağılamıştır insanoğlu ..... kimi zaman, kuş beyinli diye nitelendirmişlerdir,zekasını eksik gördükleri insanları..... bunlar hep bir çekememezlik unsuru kanımca.... ava gitmemiz sırf bu yüzden,kendimize kanıtlamaya çalışıyoruz gücümüzü.... ve egomuzu doyuruyoruz,ama doyurdukça acıkıyor bir çoğumuzunki.... Bakınıyorum etrafıma,bakınıyorum dünyaya ..... içimi derin bir sızı kaplıyor.... bu ani depresifliğimden olsa gerek..... bir şeyler uğruna;çabalıyor,başarıyor ya da başaramıyor ve sonra ölüyoruz..... sebepsiz bir depresiflik olmasa gerek.... Bir dostumun anlattığı bir hikaye sızdı ansızın fikrime.....bir şövalyenin hikayesi.... atıyla giderken,önünden geçtiği köyde ağaçtan elma koparan kızı çok beğenen, fakat durup da onunla konuşmayı kendine yediremeyen,yol boyunca onu düşündükten sonra kılıçla da değil,attan düşüp ölmüş bir adamın hikayesi.... sanırım attan düşmeme az kaldı ... 

Hiç yorum yok: