düşler arasında ara
13 Aralık 2011 Salı
mutlu yarınlara sevgiyle...
yazdığım her satırın arkasında duran koskocaman bir yürek var... her bir kelimem medeni cesaretimdir... arkamda bıraktığım yıllara inat hala tüm duygumla yazıyorum yazılarımı... yeri geliyor dokunduğum kelimeler en derinlerden çağrışımlar yapıyor... bazen gözlerim doluyor yazarken... belki sevgi yoğunluğundan belki hatıralardan... ama yazmayı seviyorum... okuyanın yüreğine kondurduğum her sevgi kelimesi beni biraz daha mutlu ediyor... ve ben hissedebiliyorum... yüreğine dokunduğum her bir insanın yüzünde oluşan o tebessümü hissedebiliyorum... nasıl olabilir denilebilir belki ama oluyor... her sevda dokunuşunda kendimden bir şeyler veriyorum... her bir yazıya başladığımda biraz daha kendimden veriyorum... bir gün yazıların oluşturduğu bir ben çıkacak ortaya ve umarım yıllar sonra baktığımda saçımın telinden tırnağıma kadar tüm sevgi sözcüklerimi burada görebilirim... çünkü yozlaşıyoruz... unutuyoruz sevmeyi, sevilmeyi... bir çoğumuz tedirgin oluyoruz bir aşk sözcüğü duyduğumuzda... neredeyse herkes yaralı bir ceylan gibi... ya kalp sancıları var ya sosyal sıkıntılar... kimse tamamiyle huzurlu değil asla... herkes bir arayışın bir çıkmazın içinde... bende farklı bir girdabın içerisinden yazmıyorum belki ama... yüreğin derinliklerinden çağırdığım her bir hatıra yüzlerdeki duygusal reaksiyona sebep oluyor... bir an için bir insan bir şekilde mutlu olsa ne kadar mutluluk verir bana... bizler için olan bir dünyada bizler için yaşıyoruz... biz varsak her şey var... ben varsam bu yazı var bu blog var okuyan kişi var... heyy sen! sen de ben olmanı istediğim için varsın unutma... bir şekilde sana ulaşmak istemişimdir ve bunu okuyorsundur... neticesinde hayat bizim kontrolümüzde... avuçlarımızın içine yüreğimizi alıp çıkıyoruz yola... her yeni bir günde kilometrelerce yol yapıyoruz yüreğimiz elimizdeyken... sevgi sözcükleri fısıldıyoruz insanlara ve hak etmeyen bedenlere hak etmedikleri sevgiler empoze ediyoruz... bırakın artık!... sirkelenin be kalkın ayağa... tüm bir toplum acılı ezme gibi geziyor sokaklarda... acınızı bastırın bırakın kendinize odaklanın... siz yoksanız dünya yok demektir... var olan dünyada boş dolanmalar değildir yaşam... ait olduğun kendi düzenin kurduğun ve yaşamaktan haz aldığın bir hayatta yaşamalısın... bunu inşa et... çok geç olmadan kur yeni dünyayı! bırak mutluluk kendisi gelsin yavaş yavaş usulca... sen mutluluk çağır mutluluk gelsin... her zaman iyi çağır, pozitif çağır pozitif gelsin gelecek her neyse... ve bir gün hayatından bir mutluluğun seni terk etme zamanı geldiyse onu sevgiyle uğurla... o hizmet süresinin sonuna gelmiştir... belkide gitmesi daha hayırlıdır bırak bunu böyle düşün... asla sitem etme gidene... sevgi duy, saygı duy... bir gün yeniden karşılaşmak ümidiyle huzurla sevgiyle uğurla onu ve yeni bir güne merhaba de... onlu mutlulukların sona erdiğini kabullen... artık yeni mutluluklara hazırlıklı olman gerekecek ve bunu da iyi yapacaksındır... her bitiş bir başlangıçtır... ve her gün yeni başlayan her gün bir bebek açıyor gözlerini dünyaya... umutla ve sevgiyle... sende öylesin biliyor musun :) her gün yeni doğan bir bebek gibi dünyaya umutla, sevgiyle, aşkla aç gözlerini... bırak inancın seni yönlendirsin... hayatına aldığın her yeni insan yeni bir tecrübe katacak sana... bırak onlar seni şekillendirsin... bir gün geriye dönüp baktığın zaman iyiki demek istiyorsan eğer... asla ve asla sevgini, yüreğini avuçlarından bırakma... tüm kalbimle inancım ve umutlarımla mutlu yarınlar dilerim...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder